Mac’leri sevmek için 4 neden

Mac’i sevmek için pek çok neden saymak mümkün… Ancak bunlar herkes için aynı olmayabiliyor. Kullanımlar, tercihler ve zevkler farklı olunca, elbette Mac’i sevme nedenleri de değişiyor 🙂 Mac ile tanıştığım günden bu yana, yani yaklaşık 2 sene içerisinde MacBook‘umun pek çok özelliğini sevdim, etrafımdakilere anlattım, gösterdim, hatta denemeleri için teşvik bile ettim. Ve bu yazıda da, MacBook’umu neden çok sevdiğimi sizlerle, Sihirli Elma okuyucuları ile paylaşıyorum.

Mac’lerin sadece bir donanım ya da yazılımdan ibaret olmadığını, bu ikisinin birlikte düşünülerek tasarlandığında en doğru ve verimli şekilde çalışacaklarına daha önceki yazılarımızda değinmiştik. Bu sebeple bu yazıda da hem donanımsal hem de yazılımsal olarak MacBook’umdaki en beğendiğim ve beni kendine bağlayan şeyleri paylaşacağım.

İşte MacBook‘umu sevme nedenlerim…

1. TrackPad

TrackPad listemin bir numarasında yer alıyor. Çünkü Magic Mouse‘um olsa da ben TrackPad’den vazgeçemiyorum. Çoklu-dokunuş (multi-touch) kullanımının getirdiği pratikliği Magic Mouse ile yakalayamıyorum. Henüz TrackPad’i yakından tanımayanlar, paylaştığım ilk yazı olan “Mac101: Onun adı Trackpad, touchpad’i unutun…” yazısına göz atarak çok daha detaylı bilgi alabilir ve kullanımına göz atabilirler.

Sadece ben değil elbette, TrackPad öyle sevildi ve popüler hale geldi ki, Apple sadece taşınabilir Mac’lerde değil, masaüstü modeller olan iMac’ler ile de TrackPad’in kullanılabilmesi için Magic TrackPad adında bir ürün bile geliştirdi… 🙂

Şu anda kullandığımız Mac işletim sistemi Snow Leopard’ın (10.6) bir sonraki versiyonu Lion‘da (10.7) ise TrackPad daha da ön plana çıkıyor. Animasyonlarla desteklenen çoklu-dokunuş hareketleri sayesinde önümüzdeki dönemde çok daha pratik ve keyifli kullanımlar göreceğimizi şimdiden söyleyebiliriz 🙂 Merak edenler “Mac OS X Lion ile TrackPad’in yükselişi” yazımıza göz atabilirler…

2. MagSafe ve Şarj Adaptörü

Şarj adaptörünün, genellikle birkaç saatlik pil ömrü olan (MacBook’larımızda pil ömrü çook daha uzun) dizüstü bilgisayarlarımızın hayati bir parçası olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki bu hayati parça her zaman kaba, taşıması zor ve kolayca zarar görebilen bir şey mi olmak zorunda? MacBook ailesindeki MagSafe sayesinde güvenli ve kolay bir şekilde MacBook’umuzu şarj edebiliyor, klasik şarj adaptörü sorunlarını hayatımızdan çıkarmış oluyoruz.

Kolayca sarılabiliyor, kolayca takılabiliyor, manyetik olarak tutunduğu için kablosuna takılsak bile MacBook’tan kolayca ayrılıyor ve zarar görmüyor. MagSafe hakkında detaylı bilgi almak için daha önce paylaştığımız “MagSafe – Güvenli ve kullanımı kolay bir şarj adaptörü” yazısına, MagSafe kablosunun sarılması konusundaki önemli bir detay için de “Bir MacBook şarj adaptörü hikayesi – Adaptör kablosu nasıl sarılmalı?” yazısına göz atabilirsiniz…

3. Expose

Expose’yi anlatmak zor, ancak Sihirli Elma’da daha önce şöyle bir tanım yapmışım: “Kaostan düzene geçmek için Expose”. Tam anlamıyla, gerçekten bizi kaostan kurtaran Expose, tek hareketle tüm açık pencerelerimizi küçültüyor, ekranda sıralıyor ve bizim her birinde ne olduğunu farkedebilmemizi sağlıyor.

Apple’da Expose’nin pratikliğinin farkında olmalı ki, Lion ile birlikte Expose‘yi Spaces ve Dashboard ile de harmanlayarak Mission Control adında, çok daha verimli olacağına inandığımız bir şekilde birleştirdi.

Expose’nin bir adım ilerisi olarak görebileceğimiz Mission Control, Mac’imizdeki herşeyi kuşbakışı olarak görebilmemizi sağlıyor: Uygulama bazında gruplanmış bir şekilde pencerelerimiz, tam ekran uygulamalarımız ve Dashboard’umuz…

4. Quick Look (Göz At)

Ve son olarak Quick Look… 1 sene önceki yazımda “Mac’e geçtiğimde ilk keşfettiğim ve o günden bu yana da en çok kullandığım özelliklerden birisi oldu” demiştim, hala da öyle… 🙂

Pratik, hızlı ve basit bir şekilde dosyayı açmadan görüntülemeye yarayan Quick Look’u kullanmak için tek yapmamız gereken şey klavyemizdeki boşluk tuşuna (space bar) basmak! 🙂

Kullanımı alışkanlık yapan Quick Look, aynı zamanda farklı amaçlara da hizmet eden çok kullanışlı bir araç. Örneğin, aynı anda birden fazla resim dosyasını seçip, boşluk çubuğuna bastığımızda hızlı bir şekilde resimlerden oluşan bir sunum (slideshow) bile yapmak mümkün.

En başta da paylaştığım gibi, Mac’i sevmek için pek çok neden sayabiliyoruz… Ancak ben sadece kendime göre en beğendiğim özellikleri paylaştım. Siz Mac’inizde en çok neyi seviyorsunuz?