Ana Sayfa Karşılaştırmalar Yeni MacBook alınır mı? İşte 1 aylık deneyimlerim

Yeni MacBook alınır mı? İşte 1 aylık deneyimlerim

42

Yeni MacBook’u 1 ay boyunca deneyimleme şansım oldu. Bazı önyargılarım, beklentilerim ve merak ettiğim bir çok konu vardı. Hepsini bu yazıda toparlamaya çalıştım.

Yazıyı da kasıtlı olarak biraz geciktirdim. Çünkü 11 inç MacBook Air’ime geri döndüğümde ne hissedeceğimi, ne kadar zamanda alışkanlıklarımı kaybedeceğimi ve neyi özleyeceğimi merak ettim.

Biraz uzun bir yazı oldu. Ama bölmeden, kırpmadan, sizi sayfalar arasında dolaştırarak yormadan temiz bir şekilde paylaşmak istedim.

İşte MacBook deneyimim, yorumlarım ve değerlendirmelerim…

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-1.jpg

Performans

MacBook’u düşününce insanın aklına haliyle “düşük performanslı olmalı” önyargısı geliyor. İncecik bilgisayar zaten, üstelik büyük bir kısmı da pilden oluşan bu cihaz ne kadar hızlı olabilir ki? Merak etmeyin sizi rakamlara, yüzdelere veya anlamsız testlere boğmayacağım.

Intel’in Core M serisi işlemcilerini içerisinde barındıran MacBook’un, açıkçası beklediğimin üzerinde bir performans göstererek beni şaşırttığını söyleyebilirim.

Safari’de ve Chrome’daki bolca açık olan sekmeyi gayet iyi yönetti. “Kesin takılır şimdi” dediğim anlarda bile bana renkli topu(!) göstermeden devam edebildi.

Hatta 8GB belleği olan 2012 MacBook Air’den daha rahat olduğunu söyleyebilirim. Kullandığım yaklaşık 1 ay sonrasında MacBook Air’ime geri döndüğümde performans açısından biraz rahatsızlık bile hissettim.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-2.jpg

Yüzde vermeyeceğim dedim ama bunu söylemeden geçmek de olmaz: 2016 model MacBook, geçen seneki modellere göre %20 daha iyi performans sunuyor. Yani hiç de azımsanamayacak kadar hızlanmış diyebiliriz.

Çok sıkı bir video düzenleme işiniz varsa elbette MacBook ideal bir seçenek olmaktan uzak, ama günlük işlerin de üstesinden kolaylıkla gelebiliyor. Günlük bir kullanımın sınırlarını zorlayan bir şekilde kullandığımı düşünerek, yeni MacBook’un performans konusunda benim beklentilerimin üzerine çıktığını söyleyebiliyorum.

Isınma

Performans ile birlikte elbette ses ve ısı akla geliyor. Bu performans için uğraşırken MacBook’un içerisinde bir fan, yani sıcak havayı dışarı atan bir hareketli parçanın olmadığını unutmayalım.

Buna karşılık MacBook’un çok çok az ısındığını, hatta yine 2012 MacBook Air’im ile karşılaştırdığımda neredeyse hiç ısınmadığını söyleyebilirim.

Bu da elbette hem pil performansını, hem konforu çok olumlu etkiliyor. Ancak benim en çok hoşuma giden şey ise, MacBook Air gibi ısınmadığı için özellikle sol elimin sıcaktan pişmemesi ve canımı sıkmaması oldu.

Her ne kadar MacBook Air’de bu nadiren oluyorsa da, uzun süreli ısınmalarda oldukça canımı yakıyor diyebilirim. MacBook ise bu konuda problemsiz.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-44.jpg

Pil Ömrü

Performansı artmış olmasına rağmen pil ömrü konusunda da MacBook geçtiğimiz seneye göre 1 saatlik artışla birlikte 10 saatlik pil ömrüne sahip. Ve inanın bu pil ömrü gerçek.

Artık pil ömrü 3-3,5 saate kadar düşmüş bir MacBook Air sahibi olarak 10 saatlik pil ömrü çok çok çok çok büyük bir konfor diyebilirim.

Kullandığım süre içerisinde hem şarj aletini yanıma çok daha az alıyordum, hem de MacBook da hafif olduğu için çifte hafiflik yaşıyordum.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-3.jpg

Tam gün için yeterli mi? Eğer kullanmadığım zamanlarda ekranını kapatırsam evet, yetiyor. Ama sürekli kullanıyorsam ve arada hiç kapatmıyorsam akşama doğru şarj ihtiyacı olabiliyor.

Elbette bir 13 inç MacBook Air kadar uzun bir pil ömrü yok, ama bu kadar hafif, ince ve küçük bir MacBook için 10 saatlik pil ömrü gerçekten çok konforlu.

Boyutlar ve Taşınabilirlik

Hazır boyutlardan söz etmişken bu konuya da değinelim. 11 inç MacBook Air’den bile daha küçük olan MacBook, taşınabilirlik konusunda işi bir adım daha öteye taşıyor.

Hafifliği sayesinde -her ne kadar sadece 160gr daha hafif olsa da- 11 inç bir MacBook Air’e göre gerçekten tüy gibi hissettiriyor. 13 inç bir MacBook Air ile karşılaştırdığımızda ise aradaki fark yarım kiloya yaklaşıyor.

MacBook, Apple’ın ürettiği en hafif ve taşınabilir Mac şu anda, ve gerçekten çok büyük bir konfor sunuyor.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-4.jpg
Soldaki 11-inç MacBook Air

Klavye

Apple’ın MacBook’u tanıtırken öne çıkarttığı konulardan biri de tamamen yenilenmiş klavyesiydi.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-5b.jpg

Yeni MacBook klavyesinde tuşların yüzeyi daha geniş, tuşlar daha alçak. Ayrıca yeni mekanizma sayesinde tuşlar sağa-sola daha az oynuyor, blok halinde inip çıkıyor.

Bu da küçük gibi görünen ama çok önemli bir fark yaratıyor. Genel olarak yazma hızı artıyor. Çünkü birkaç günlük alışma süresinden sonra parmaklar daha sık doğru tuşlara basıyor, hatalı basma oranı azalıyor. Böylece silip yeniden yazma oranı da düşüyor.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-5a.jpg

MacBook Air’e geri döndüğümde ise ilginç bir şekilde tüm tuşların bana ne kadar küçük geldiğini size kelimelerle ifade etmem zor. 🙂 Parmaklarım rahata kolayca alışmış meğer…

Klavyede sorun olarak söyleyebileceğim tek konu ise sağ alt taraftaki ok tuşları. Yukarı ok tuşunun yanlarında boşluklar olmayınca elimi alışık olduğu şekilde bu tuşlara konumlandırmakta çok zorlandım.

Son bir yorum da klavye aydınlatması ile ilgili olsun: Bu klavyedeki aydınlatma da eskisine göre çok daha iyileştirilmiş, ve tuşların etrafından sızan ışık azaltılmış.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-5c.jpg

Ayrıca tuşların arkasındaki LED şeritler yerine de her tuşun arkasına teker teker yerleştirilmiş olan LED’ler ile daha şık ve düzgün bir aydınlatma sağlanmış. Gece kullanırken daha keyifli olduğunu söyleyebilirim.

Ekran

MacBook’un ekranı da beni etkileyen özelliklerden bir tanesi. 12 inç retina ekran (2304 x 1440 çözünürlük) MacBook Air’in sahip olamadığı keskinliği sunuyor. Retina ekranlı MacBook Pro kullanıcıları ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaktır. Retina ekran gerçekten çok iyi. 🙂

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-6.jpg

Ayrıca ekran çerçevesi açısından 11 inç model ile neredeyse aynı ölçülere sahip olmasına rağmen, ekranın kendisi MacBook’ta daha büyük. Yani aynı boyuta Apple daha büyük bir ekran sığdırmayı başarmış.

MacBook Air’de piksel aralıkları retina olmayan cihazlara göre daha az olduğu için yazılar hep normalden bir parça küçük kalıyordu. MacBook’a geçince yazılar hem daha büyük geliyor, hem de retina ekran sebebiyle daha keskin bir görüntü oluyor.

Trackpad

Apple Force Touch özelliğini tanıttığında “çok da önemli bir özellik değil” diye düşünüyordum. Ancak kullandıkça Force Touch’ın kullanımı ne kadar kolaylaştırdığını anladım diyebilirim.

MacBook’ta hiç mekanik bir parça bırakmayan Apple, Trackpad’i de hareketsiz, ama “sanki hareket ediyormuş gibi” yaparak hem yeni kullanım özellikleri katmış, hem de mekanik Trackpad’de zamanla ortaya çıkan “tıklayamama” sorununu da çözmüş.

Sırf bu sebeple MacBook Air’de tıklama yerine tek parmağımla dokunma özelliğini kullanmak durumunda kalıyorum şu anda.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-7.jpg

Ayrıca kocaman ve Force Touch destekli Trackpad sayesinde artık Trackpad üzerinden çizim yapmak ve dokümanları imzalamak da eskisinden çok daha kolay hale gelebiliyor.

Force Touch büyük bir özellik mi? Hayır değil, ama Apple’ın küçük detaylara verdiği önemi gösteren ve Apple’ın “geleceğin bilgisayarı” vizyonuna çok doğru bir şekilde oturan bir parça diyebilirim.

Hoparlörler ve Ses

Kısa ve net: Olmuş. Fazla söze gerek yok.

Bu kadar küçük bir cihazdan bu kadar yüksek ve kaliteli ses beklemiyordum açıkçası. Özellikle de 11 inç MacBook Air’deki kötü hoparlörlerden sonra MacBook’un sesi ilaç gibi geldi. 🙂

Şarj Adaptörü

Apple’ın 2012 yılında değiştirdiği ve “MagSafe 2” olarak adlandırdığı şarj sistemi geçen sene MacBook ile değişmişti hatırlarsanız. MacBook ile artık MagSafe hayatımızda yok.

Bunun yerine Apple USB-C adlı yeni bir port kullanıyor. Yani USB’nin yeni ve farklı bir tipi.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-8.jpg

Neden USB-C?

  • Çünkü daha ince. Artık MacBook o kadar ince ki, hiçbir başka port sığmıyor neredeyse…
  • Çünkü çift yönlü.Eskisi gibi tek yönlü değil. Yani bu port üzerinden hem MacBook şarj edilebiliyor, hem de bağlı olan cihazlar şarj edilebiliyor.

Ama bence asıl fark yaratan ve benim de çok mutlu olduğum 2 konu şöyle:

  1. Adaptörün de küçülmüş olması nefis bir şey! Böylece taşıması daha kolay, hafif ve pratik. Daha önce en küçük şarj cihazı olan 45 Watt yerine 29 Watt’lık adaptör iPad’in şarj adaptöründen biraz daha büyük sadece.
  2. Şarj adaptörüne giren kablo da USB-C. Yani hem MacBook ucu, hem de şarj adaptörü ucu aynı. Böylece küçük bir dönüştürücü sayesinde aynı adaptör MacBook’a ek olarak iPhone veya iPad’i de şarj edebiliyor!

Ayrıca artık MacBook’u şarja taktığımızda iPhone’u şarja takmış gibi bir ses de çıkartıyor MacBook. 🙂 Ancak şarjın dolup olmadığını anlayabildiğimiz minik LED artık yok. Bu da işin üzücü kısmı…

Giriş ve Çıkışlar

MacBook’ta geçen sene olduğu gibi sadece tek bir giriş/çıkış var. (Kulaklık çıkışı dışında)

Yani hem şarj etmek için kullandığımız yer, tek sahip olduğumuz yer. 🙂 Bu sebeple de Apple’ın bu tek USB-C kararı çok eleştiriliyor. Ancak ben aynı anda 2 farklı cihazı en son ne zaman bağladığımı hatırlamıyorum inanın. Tabi bu elbette kullanım şeklimiz ve alışkanlıklarımızla ilgili.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-9.jpg
USB-C gerçekten çok ince

Ancak yine de bu benim canımı sıkan bir kısıt değil diye düşünüyorum. Çünkü USB-C girişi çoklanabiliyor. Yani tek bir giriş/çıkış gibi görünmesine rağmen, aşağıdaki gibi bir adaptörle aynı anda:

  1. MacBook’u şarj edebiliyor
  2. HDMI çıkışı alabiliyor
  3. Bir de iPhone bağlayabiliyoruz (o da şarj oluyor)

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-10.jpg

Hatta farklı başka adaptörler yardımıyla USB çıkışları birden fazla hale de getirilebiliyor. Yani ihtiyaçlara göre seçenekler çok geniş.

Bir çok yerde “Bari 2 giriş olsaydı” gibi yorumlar olsa da, tek giriş/çıkış bence böyle bir kullanıma izin verdiği için gayet yeterli. Şimdi size yeterli gelmiyorsa bile inanın zamanla MacBook’a bağladığımız cihazların sayısı gitgie azalıyor olacak.

Bir diğer nokta ise kulaklık girişinin sağa taşınmış olması, bir alışkanlık değişikliği gerektiriyor. Hep sol tarafta olmasına alışık olduğum bu girişin sağa alınması tuhaf gelse de, kullanımda pek de bir fark yaratmıyor.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-9b.jpg

Continuity

Elbette bu kadar az kablo, müthiş taşınabilirlik ve uzun pil ömrü bir araya gelince Apple’ın Continuity (Devamlılık) adını verdiği özellikler de daha fazla öne çıkmaya başlıyor.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-11.jpg

Apple’ın son yıllarda iyice üzerine düştüğü ve her yeni OS X (yeni adıyla macOS) sürümüyle hayatımıza daha çok soktuğu yeniliklerin üzerinden şöyle bir geçince ne demek istediğimi daha iyi anlatabileceğim sanırım:

  • Handoff: Cihazlar arasında hızlıca geçiş yapabiliyor, işimize diğer cihazda devam edebiliyoruz.
  • Çağrı cevaplama ve SMS: Telefon cebimizdeyken Mac’ten arama yapıp, gelen SMS’leri Mac’ten okuyabiliyoruz.
  • Kişisel Erişim Noktası: Benzer şekilde, iPhone’a dokunmadan, iPhone üzerindeki kişisel erişim noktasını açıp internete erişebiliyoruz.
  • AirDrop: Dosyaları kablosuz olarak cihazlar arasında paylaşabiliyoruz. (Bazen çalışmayıp sinirimizi bozsa da…)
  • iCloud Sync: Dokümanlarımıza (fotoğraf, müzik vb.) her yerden ulaşabiliyoruz. Hatta iOS 10 ve macOS Sierra ile Masaüstü ve Belgelerim klasörleri de artık her yerden erişilebiliyor olacak.
  • Bluetooth Ses: Zaten vardı ama yaygınlığı Bluetooth 4.0 ile birlikte gitgide artıyor. Hatta Apple’ın yeni iPhone’da analog kulaklık çıkışını kaldırabileceği bile konuşuluyor.
  • AirPlay: Ses, video veya görüntüyü Mac veya iOS cihazlardan kablosuz olarak Apple TV’ye veya başka cihazlara yönlendirmek mümkün.
  • Mac App Store: Tüm yazılımları, hatta işletim sistemini de artık internet üzerinden yükleyerek güncelliyoruz.
  • Kablosuz yazıcı (AirPrint): Yazıcıların sayısı ve yazısı ihtiyacı azalmış olsa da, Mac, iPhone veya iPad’den yazıcıya kablosuz olarak bir belge gönderebilmek büyük kolaylık.
  • Time Capsule ile yedekleme: Yedekleme hiç bu kadar kolay olmamıştı. 🙂 Yedekleme için en son ne zaman bir diski MacBook’uma bağladığımı hatırlamıyorum bile.

Dolayısıyla Apple kablosuz bir geleceğe koşuyor. Bu yüzden de onların yerini alan yeni teknolojiler geliştirdikçe, kabloların önemi azalıyor, ve cihazlardaki kablo girişleri de yok oluyor.

Fiyat

Fiyat konusu ne yazık ki özellikle son 2 senedir çok canımızın yandığı bir konu. Dövizdeki yükseliş, vergiler vb derken MacBook’un da ucuz bir ürün olmaması sebebiyle fiyatlar gerçekten yüksek.

Şu anda alabileceğimiz 2 model sunuyor Apple:

  • 256 GB disk ve 1.1 GHz Intel Core m3 işlemcili model: 5.309TL
  • 512 GB disk ve 1.2 GHz Intel Core m5 işlemcili model: 6.419TL

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-12.jpg

Roze Altın mı pembe mi?

Genel değerlendirmeye geçmeden önce renk konusuna da kısaca değinmek istiyorum.

Geçtiğimiz sene MacBook lansmanında ilk defa altın renkte bir Mac çıkartan Apple, bu sene aileye bir de roze altın (pembe?) seçeneğini de ekledi. Zevkler ve renkler tartışılmaz diyip kısa keseceğim bu konuyu 🙂

Ama eğer etrafta pembe bir MacBook görürseniz bilin ki o MacBook “en yeni MacBook” 🙂

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-13.jpg

Genel Değerlendirme

Aslında satır aralarında MacBook ile ilgili yorumlarımı bol bol sıkıştırdım. Ancak genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, MacBook ile geçirdiğim günleri özlüyorum diyebilirim. 🙂

Hem kullanımı daha keyifli, hem de işlerimi daha pratik bir şekilde yapabildiğim bir cihaz oldu MacBook.

Belki de böyle yenilikçi, neredeyse her özelliği ile teknolojinin uç noktasını temsil eden MacBook’ta 480p’lik bir FaceTime kamera komik ve yetersiz kalıyor olsa da, Apple’ın bunu bir sonraki MacBook’ta 720p bir kamera ile değiştireceğini umuyorum.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-15.jpg

Fiyatı önümüze çok yüksek bir bariyer çekiyor olsa da, eğer bunu aşabiliyorsak MacBook ile mutlu olmamak gerçekten zor. Ancak yine de tekrar belirtmek istiyorum, her şey beklentilerimizle ilgili.

Eğer çok yüksek performans istiyorsak, fotoğraf ve video düzenlemeleri yapacaksak elbette MacBook Pro ailesinden bir seçim yapmak daha mantıklı olabilir.

Ancak MacBook günlük kullanıma ek olarak “tasarım, taşınabilirlik ve retina ekran” isteyenler için biçilmiş kaftan diyebilirim.

sihirli-elma-yeni-macbook-alinir-mi-deneyimlerim-14.jpg

Siz MacBook’u nasıl buluyorsunuz? Fiyat konusunda hepimizin hemfikir olacağını tahmin ediyorum. Fiyat dışında beğendiğiniz veya hoşunuza gitmeyen özellikler hangileri?

MacBook almayı düşünür müsünüz?

42 Yorumlar

  1. Yaklaşık 2 aydır kullanıyorum. 2013 late Macbook pro retinadan geçiş yaptım. İlk başta ekran çok küçük geldi şimdi çok daha rahat geliyor. Fakat işlemci ve hız bakımından Macbook pro retina 2015-16 modeline geçiş yapmayı düşünüyorum. Performansı boyutuna göre iyi de olsa ihtiyacımı karşılamıyor. Gerci işim gereği sürekli bir yerlere gidip online çalıştığım için taşıma esnasında ki omuzumda ki ağrı tamamen gitti diyebilirim.

    • Fitnessa gidin kaslarınızı geliştirin, bırakın macbook pronun ağrısını ağır gamebook taşısanız birşey hissetmezsiniz. Eğer teknoloji isteğimize göre şekillenemiyorsa biz teknolojiye göre şekillenelim ?

      • Hahahaha gerçekten bunca adam dururken gelip bana bunu yazman çok talihsizliğiniz olmuş. Hafta da 4 yeni yeni 5 güne çıkarıp ağır antremana yapıyorum (body building). ve daha üzücüsü de yaklaşık 3 senedir düzenli olarak… Tamam çok eski bir geçmişim var sporda muhteşemim diyemem ama yinede bi gideri var bence:)))) talihsiz bir günündeymişsin:))
        Mesela şey demeni anlardım; “Ya arkadaşlar başlarım ağırlığınıza macbook’unuza filan dünya da o kadar olay oluyor, ülkeyi soydular senelerdir, bölüp peşkeş çektiler. bombalar patlıyor açın biraz kitap okuyun kendinizi geliştirin veya siyaset yapın aklınızı çalıştırın” deseydin eğer çok güzel olurdu.
        Gerçi ona da verecek yanıtım vardı:)))

        • Böyle dememin nedeni genelde çanta taşırken ağrı yaşayanların çoğunun kaslarının güçsüz olmasından. Yeri geldiğinde 2 laptop çantası taşıdığımı bilirim (2+4KGlık) O durumları düşününce macbook pronun ağırlığı bayağı hafif oluyor. 2. Durumu kendimde bir ekran başındayken söylemem doğru olmazdı zaten her sitede facebook sayfasında siyaset konuşuluyor herkes kendince atıp tutuyor. Burayıda bulaştırmayalım.

          • Bu konudan bende müzdaripim, O yüzden genelde çanta taşımıyorum. Kulaktan dolma önerilerden çok profosyonel destek lazım. Özellikle boyun konusunda kronikleşen ağrılar tehlikeli oluyor.

          • Başınıza dört ana yön ve onların ara yönlerinde elinizle direnç uygulayarak kasları germe egzersizleri, bilgisayarı mutlaka, bir yolunu bulup göz hizanıza çıkaracak masaüstü düzenleri, 45-50 dk çalışma sonrası 10-15 dk ara verip basit eğilme hareketleri dahi çok faydalı olacaktır.

  2. 11″macbook air kasasına yeni klavyeyi, retina ekranı ve yeni trackpad i yerleştirseler çok daha mantıklı olacağını düşünüyorum.

  3. Değerlendirmeniz için teşekkürler Göktüğ Bey. 2 yıldan fazladır bütün yazılarınızı zevkle takip ediyorum. An itibariyle 2011 sonu Macbook Pro 13” kullanıyorum. Bilgisayarımı ilk günkü gibi çok seviyorum. Yalnız haliyle ağır geliyor ve şarz cihazıyla birlikte taşımak artık külfet haline geldi. Haliyle Macbook her yönüyle bana cazip geliyor. Hafif, şarzı uzun süre gidiyor, retina ekran ve fan denen rahatsız kulak tırmalayıcının çıkartılması gibi özellikleri çok hoşuma gitti. Tek sıkıntı fiyatında. Yurt dışında yaşamama rağmen 1600 dolar az para değil.(takribi 4.624 TL) (512 gb) Umarım ilerleyen zamanda güzel bir indirime gidilir de rahat alınabilir.

  4. Şahsen ben bunun yerine Dell XPS 13 veya lenovo yoga 900 gibi cihazları tercih ederim. Şuan macbook air 13 kullanıyorum (mac kullanmadan konuşanlar gibi görünmeyeyim). Tabiki mac rahatlığı başka ama windowsun tadı da ayrı. Ayrıca bu fiyata macbook yerine ipad airda alınabilir.

  5. Herşey iyi, güzel ama, şu anda çok küçük hale gelmiş USB bellekleri kendisinin üç-beş hatta bazı belleklere göre on katı büyüklükte bir adaptörle kullanabilmek, üstelik bu adaptör yanınızda değilse USB bellek gibi yaygın ve olmazsa olmaz bir aracı kullanamamak -henüz yerine gelen başka bir taşıyıcı cihaz da yoksa, ki ben henüz duymadım- katlanılabilir bir durum değil. Güzel ve aydınlatıcı yorumunuzda bu noktayı “pas” geçmişsiniz. Cihaz incelmiş, doğru, iyi ve güzel ama belge aktarımını sadece internet üzerine bırakmak, üstelik bunun her yerde olamaması önemli bir sıkıntı diye düşünüyorum.
    Gerçi benzer bir kaygıyı ilk defa 1,44 inç disket kullanımını terk eden Mac’lerde de yaşamıştık galiba. Bakalım bu defa da hızlı bir çözüm gelecek mi? Şu anda USB bellek takamadığım bir MacBook’u “al-a-mam”.

    • Aslında tam olarak söylediğiniz son nokta sebebiyle Apple bunu arkada bırakıyor ya da kullanımı azaldığı için arka plana atıyor.

      Örneğin GoPro içerisine takılan bir SDcard’ı artık bilgisayara bağlamadan da içerisindeki fotoğraf veya videolara erişilebiliyor. Elbette bir kablo kadar hızlı olmasa da, işlemi bu şekilde kolay ve zahmetsizce yapabilmek mümkün.

      Eğer işiniz gereği sürekli olarak bu tarz taşınabilir belleklerle çalışmanız gerekiyorsa elbette o zaman doğru cihaz MacBook Pro olmalı.

      • İşim gereği (üniversite, öğretim üyesi, dersler, makaleler, öğrenciler, dosya paylaşımları) hafiflik ve USB (ya da eşdeğeri herkeste, ister Apple ister Windows kullanan) bulunan bir aktarıcıya ihtiyacım var. Aman MacBook Air’ime iyi sahip olayım 🙂

  6. Sırf internet odaklı bir kullanım için bu kadar para ödenmesi gereksiz gibi. Önceki serideki proların yanından geçemez. Sunduğu avantajlar fiyat olarak yansıyor zaten, fiyatı düşük olsa tercih edilebilir. Ama iş anlamında kullanımı zor olan bir mac e bu para çöp (:

    • Herkesin iş tanımı farklı olabilir elbette Bahadır Bey. Ben işimi sadece yazı yazarak kazanan biri olsaydım, ve işim gereği ya da sadece keyif olması için farklı lokasyonlarda çalışmayı seven biri olsaydım MacBook benim ilk tercihim olurdu muhtemelen. Öyle değil mi? 🙂

      • Sadece yazı yazmak için tabletlerde iş görebilir bence (: Ipad ler artık kendisini bu konuda daha iyi konumlandırabiliyor. Basit işler için Air yerine tabletler daha tercih edilesi hem fiyat hem taşınabilirlik ve sarj bakımından. Bence Air’leri belli bir işi yapmak için konumlandıramadılar. Tablet değilde bilgisayar kullanmayı sevenlerin tercih edebileceği bir seçenek gibi.

  7. Merhaba Göktuğ Bey,
    Çok kapsamlı ve yeterince açıklayıcı başarılı bir yazı olmuş, teşekkür ederim. Arkadaşların yorumlarını da gözönünde bulundurarak şunu ekleyebilirim ki USB-C girişine takılan, bilgisayarın kasasına bitişik olan, macbook inceliğinde port çoklayıcılar var. Fiyatları da gayet uygun, o açıdan kullanılabilir.
    İkinci olarak da sizin macbook air’ınızdaki trackpad tıklamama sorunun nedeni büyük ihtimalle bataryanın şişmesidir. Bataryayı değiştirme şansınız olursa sanırım ki sorun çözülecektir.
    Yeni yazılarınızı bekliyoruz. Saygılarımla
    Furkan

    • Faruk Bey selamlar,

      Bataryadan olduğunu sanmıyorum çünkü aldıktan 1 sene sonra olmuştu bu konu. Ben de pek üzerinde durmadım açıkçası. Ancak siz söyledikten sonra ilk fırsatta Apple Store’a giderek bir kontrol ettireceğim. Teşekkür ederim.

  8. Son bir senede Mac bilgisayarlarının giriş fiyatları inanılmaz arttı. Ben MacBook ilk lanse edildiği sıraları hatırlıyorum da, (zaten cihazın kendisi de pahalıydı) rMBP”13’ün giriş fiyatıyla aynıydı. (kendim kullandığımdan biliyorum) O fiyat da ₺4200 olması lazım. Ve bir sene geçiyor, küfür gibi artıyor arkadaş. Valla çok arzu eden varsa şimdiden para bayılsın; bir sene bekleyip ‘iyi ki o paraya almamışım’ deyip kendinizi rahatlatırsınız. Yani bütün bu saçmalıkların sebeplerini söylememe bile gerek yok. Doların ₺1,5 olduğu zamanlarda o MacBook (unibody beyazları hatırladınız) girişlerin 2500-3000 olduğunu hatırlıyorum. Üstelik o zamanlarda Amerika fiyatı cüzi miktarda kazıktı. Bütün bu fiyat karmaşasını bir kenara atıp cihazın kendinden bahsedecek olursak, kesinlikle bir kerecik kelebek klavyesinde bir yazı yazmak isterdim açıkçası. 🙂

  9. Hah işte yeni bir Sihirli Elma yazısı! Teşekkürler Göktuğ bey. Klavyenize sağlık. MacBook Air 13.3″ kullandım ve 12″ MacBook çıkınca sattım. Hatta Thunderbolt Display bile kullandım. Eğer Apple 12″ MacBook’u performans anlamında biraz daha geliştirirse hemen alacağım. Şimdilik iMac ile idare ediyoruz.

  10. Bahadır beye katılıyorum bende. Mac ne yazık ki işletim sistemini bir kenara koyarsak donanımı ele aldığımızda çok pahalı. en kucuk örneği 1,1 ghz den 1,2 ghz ye yükselterek almak istediğimizde neredese 1000 tl fazla vermek gerekiyor bu dünyanın en pahalı 0,1 ghzsidir sanırsam. apple fiyat olarak sürekli yüksekten uçması Mac sahibi olmak isteyen pek çok kişiyi kaçırıyor diyebilirim. elbette macOS sistemin stabilitesi cok ayrı bir konu ama 6000 tl vererek gerçekten bir canavar pc alabilir veya masa üstü olarak toplayabilirsiniz. Mac deyince sanki şöyle bir ışık yanıyor insanların kafasında artık. Mac grafikerlerin haricinde alındığında lüks kaçar fazla paranız varsa alabilirsiniz oluyor. Bence apple Macte ki fiyat politikasını değiştirmelidir.

  11. Göktuğ bey 2015 13.3” Air kullanıyorum. Hem retina ekran için hemde daha yüksek hafıza için cihazımı değiştirmek istiyorum. Büyük ihtimalle yurtiçinden alınmış garanti kapsamı devam eden 2.el bir cihaz alacağım. Macbook’un 2015 modelini (1.2ghz 8gb 512gb) alsam sıkıntı yaşar mıyım? Normal bir ev kullanıcısıyım. Bu cihazın 2015 ve 2016 modelleri arasında çok fark var mıdır?

    • 2015 ve 2016 arasında fark var elbette. Hem performans hem de pil açısından. Ama sizi üzecek veya alma kararınızı değiştirecek bir fark olduğunu düşünmüyorum Emrah Bey.

  12. Selamlar,

    MacBook Pro (13-inch, Early 2011)
    İşlemci: 2,7 GHz Intel Core i7
    Bellek: 6 GB 1333 MHz DDR3
    Grafikler: Intel HD Graphics 3000 384 MB

    Yukarıda detayları bulunan MacBook Pro kullanıcısıyım.
    İşim gereği fazla seyahat ediyorum ve bilgisayarımı yanımda bulundurmam gerekiyor.
    Bu nedenle ağırlık ve pil süresi en önemli kriter. iPad kullanmayı tercih etmiyorum.
    Maillere cevap verme, Excel ve Word’de çalışmalar yapma, Safari’de sörf gibi vb. uygulamaları yoğun olarak kullanıyorum.
    Sizce Güncellenmiş m3 işlemciye sahip MacBook işimi görür mü?
    Hafiflik anlamında işimi göreceğinden eminim.
    Cevaplarınız için teşekkürler.

  13. Işıklı Apple logosu çok çabuk sönmüş. Nasıl söndüğü bile farkedilememiş 😀
    Ama yine de kişisel tercihlerime göre Macbook’u Air ve Pro’ya tercih ederim. Performans benim için önem taşımıyor.

  14. Göktuğ bey, yeni macbook, daha performanslı işlerimiz için Mac mini’ye bağlanabilir mi? Evet ise, thunderbolt portu olmadığı için nasıl mümkün bu? Teşekkürler.

  15. Macbook 12″ 256 GB ile Macbook pro 13″ 128 GB fiyatları aynı seviyede.512 GB Macbook 12″ ise touch barlı 13″ pro modeli ile aynı seviyede.Sadece ssd bellek özelinde bunu değerlendirmek nasıl doğru olur sizce?.Mac ailesinde fiyatlar birbirine çok yakın.Fayda/Maliyet açısından bakıldığında herzaman pro modellerine yönelme olacak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz