![iCloud Fotograf Paylasimi iCloud Fotograf Paylasimi](https://www.sihirlielma.com/wp-content/uploads/2018/07/iCloud-Fotograf-Paylasimi-640x360.jpg)
Apple’ın, Birleşik Krallık hükümetinin iCloud verilerine arka kapı erişimi sağlama talebi nedeniyle iCloud hizmetlerini bu ülkeden çekme ihtimali gündeme geldi. The Washington Post’un haberine göre, İngiliz hükümeti, 2016 tarihli Soruşturma Yetkileri Yasası (IPA) kapsamında Apple’dan iCloud’a yüklenen tüm şifrelenmiş kullanıcı içeriklerine kapsamlı erişim talep eden gizli bir “teknik yetenek bildirimi” gönderdi. Bu, Apple için yalnızca gizlilik ilkeleri açısından değil, aynı zamanda küresel operasyonları ve itibarı açısından büyük bir sınav niteliği taşıyor.
Apple, iCloud hizmetini resmen İngiltere’den çekecek mi?
Kaynaklara göre, Apple bu talebe karşılık olarak Birleşik Krallık’ta Gelişmiş Veri Koruma (Advanced Data Protection) özelliğini devre dışı bırakabilir. Bu özellik, iCloud yedeklemeleri, Fotoğraflar, Notlar, Sesli Notlar, Mesaj yedekleri ve cihaz yedekleri gibi verileri uçtan uca şifreleyerek Apple dahil hiç kimsenin erişememesini sağlıyor. Eğer Apple bu adımı atarsa, Birleşik Krallık’taki kullanıcılar temel iCloud hizmetlerini kullanmaya devam edebilecek ancak verileri, Apple’ın erişebileceği standart şifreleme seviyesine geri dönecek. Bu durumda, İngiltere makamları mahkeme kararıyla Apple’dan kullanıcı verilerine erişmesini talep edebilir.
![](https://www.sihirlielma.com/wp-content/uploads/2024/08/Apple-iCloud-abonelik-fiyat-zam-1-1024x576.jpg)
Apple’ın hukuki yollara başvurma seçeneği olsa da IPA’ya göre şirket, itiraz süreci devam ederken bile hükümetin talebine uymak zorunda. Daha da önemlisi, yasa Apple’ın bu talebi kamuya açıklamasını yasaklıyor, yani kullanıcılar güvenlik değişikliklerinden habersiz bırakılabilir. Bir şifreleme arka kapısı oluşturulduğunda, kötü niyetli kişilerin bu güvenlik açığını keşfetme ve kötüye kullanma riski de artıyor. Bu durum, Apple’ın kullanıcılara sunduğu tam gizlilik vaadini doğrudan tehdit edebilir.
Avrupa Birliği, Apple’ı yine zor durumda bıraktı!
Apple, tamamen geri çekilme gibi daha radikal bir karar alırsa, iCloud hizmetlerini Birleşik Krallık’tan tamamen kaldırabilir. Bu, Apple’ın şifreleme standartlarını korumasına yardımcı olsa da, milyonlarca kullanıcının cihaz yedekleri, fotoğraflar ve belgeleri gibi kritik verilere erişimini kaybetmesine yol açabilir. Alternatif olarak Apple, teknik bir çözüm geliştirerek İngiltere kullanıcı verilerini küresel sistemlerden izole etmeyi deneyebilir, ancak IPA kapsamında İngiltere hükümeti şirketleri dünya çapındaki veriler konusunda iş birliği yapmaya zorlayabilir. Ayrıca, bu tür bir çözüm, diğer ülkelerin de benzer taleplerde bulunmasına yol açabilecek tehlikeli bir emsal oluşturabilir.
Bu gelişmeler, Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği arasındaki veri paylaşım anlaşmasını da riske atabilir. AB, katı veri koruma yasalarına sahip olduğundan, İngiltere’de bir şifreleme arka kapısı oluşturulması, kişisel verilerin serbest dolaşımını tehlikeye sokabilir. Ayrıca, ABD hükümeti de durumu yakından takip ediyor. The Washington Post’a göre Biden yönetimi, İngiltere’nin bu talepte bulunabileceğine dair ilk işaretler ortaya çıktığından beri süreci izliyor.
Özellikle, ABD güvenlik kurumları son dönemde uçtan uca şifrelemenin güçlendirilmesini savunuyor. FBI, NSA ve CISA, Aralık 2024’te yayımladıkları ortak bildiride, şirketlere “uçtan uca şifrelemeyi mümkün olan en üst düzeye çıkarmalarını” tavsiye etmişti. Apple’ın İngiltere için bir arka kapı oluşturması, ABD’nin siber güvenlik politikalarıyla doğrudan çelişebilir ve hatta ulusal güvenliği riske atabilir.
Apple, yıllardır ürünlerinde arka kapılar oluşturulmasına şiddetle karşı çıkıyor. 2023’te Birleşik Krallık Parlamentosu’na sunduğu belgede Apple, “Ürünlerimize asla bir arka kapı yerleştirmeyiz” diyerek tutumunu net bir şekilde ortaya koymuştu. 2016’da FBI’ın San Bernardino davasında iPhone’un şifrelenmesini kırmayı reddeden Apple CEO’su Tim Cook, “Apple, ürünlerine hiçbir zaman bir arka kapı yerleştirmedi ve asla yerleştirmeyecek” demişti.
Apple’ın bu ilkesel duruşunu sürdürüp sürdüremeyeceği, şimdi büyük bir sınavdan geçiyor. Şirket, “Gizlilik temel bir insan hakkıdır” ilkesine gerçekten sadık mı kalacak, yoksa hükümet baskıları karşısında bu prensiplerden ödün mü verecek, bu sorunun cevabı önümüzdeki süreçte netleşecek.