Apple TV+, şu anda Severance sayesinde bir ivme yakalamış olsa da, Ted Lasso ve Severance gibi başarılı yapımların dışında, piyasaya sürülmesinin üzerinden beş yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen ana akım başarıda genellikle zorlanmış durumda. Bu sorunun çözümü olarak önerimiz, Apple TV+’ın tam anlamıyla bir markalaşma yenilemesi yapmasıdır ve bunun için Apple’ın başarılı Beats modelinden ilham alınabilir.
Apple TV+ platformu, yeniden markalama yapmalı
Beats, Apple tarafından on yıldan fazla bir süre önce satın alındı ve bu 3 milyar dolarlık satın alma, Beats’in kulaklık, hoparlör ve müzik akış hizmetlerini Apple ekosistemine katmış oldu. O dönemde Beats Music, Apple’ın bir sonraki yıl başlattığı Apple Music için bir başlangıç noktasıydı. Ancak, Apple, Beats’i sadece bir müzik servisi olarak değil, kulaklık ve hoparlör ürünlerinde de bağımsız bir marka olarak tutmaya devam etti. Beats, Apple’a ait olsa da kendi adını ve kimliğini korudu ve yıllar içinde bu markayı güçlü bir şekilde bağımsız şekilde büyütmeyi başardı. Beats, hem iPhone kullanıcıları için mükemmel çalışırken, Android cihazlarla da uyumlu hale gelerek geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Apple’ın şirket olarak sağladığı özelliklerden bağımsız olarak, Beats’in marka kimliği daha geniş bir kitleye hitap ediyor ve kendi başına bir popülerlik kazanmış durumda.
Apple TV+ ise benzer şekilde bir marka bağımsızlığına ihtiyaç duyuyor. Apple TV+’ın içerik açısından güçlü bir kütüphanesi olmasına rağmen, markalaşma konusunda çeşitli sorunlar yaşadığı daha önce gündeme gelmişti. Apple TV+’ı, Apple TV uygulamasından bağımsız bir ürün olarak tanıtmak oldukça karmaşık bir konu. Apple TV+ ile Apple TV 4K arasında farkları açıklamak, ortalama bir tüketici için kafa karıştırıcı olabiliyor. Ayrıca, Apple TV+ isminin çağrıştırdığı “sadece Apple kullanıcıları izleyebilir” algısı, sınırlayıcı olabilir. Oysa Apple TV+, birçok akıllı TV’de mevcut olsa da, şu an için bir Android uygulaması sunmamaktadır.
Bu iPhone modelleri, kamerayla boy ölçebiliyor!
Apple TV+, Apple markasının taşıdığı tüm olumsuz çağrışımlardan da etkileniyor olabilir. Antitröst yasaları, gizlilik sorunları veya iOS güncellemeleri nedeniyle telefonların yavaşlaması gibi olgular, Apple’a karşı negatif bir algı yaratabiliyor. Ancak Beats, Apple’ın bu sorunlarıyla ilişkilendirilmiyor. Beats, kendi başına bir marka olarak varlık gösteriyor ve bu tür olumsuz algılardan bağımsız şekilde büyümeye devam ediyor. Apple TV+’ın da benzer şekilde, kendi markasını oluşturarak bağımsız bir kimlik kazanması, olumsuz algılardan uzak durmasını sağlayabilir.
Apple TV+’ın bir marka yenilemesi, basit ama dikkat çekici bir isimle yapılabilir. Apple ile hiçbir bağlantısı olmayan, herkesin rahatlıkla kabul edebileceği yeni bir isimle markalanabilir. Bu yeni markalaşma, yeni bir logo, renkler ve bağımsız bir uygulama (Android için de dahil) ile desteklenebilir. Bu şekilde, Apple TV+’ın ne olduğunu açıklamak daha kolay hale gelebilir. Artık bir TV agregatör uygulaması ya da akış kutusu değil, yalnızca bir akış servisi olarak tanıtılabilir. Aynı zamanda, bu marka, Apple kullanıcılarından bağımsız olarak herkes için uygun bir platform olarak konumlandırılabilir. Negatif Apple çağrışımlarından bağımsız bir kimlik oluşturulması, Apple TV+’ın popülerleşmesine yardımcı olabilir.
Apple, bu yeni markayı Apple One paketine dahil edebilir, yeni uygulamayı tüm iPhone, iPad ve Mac’lerde önceden yükleyebilir ve güçlü bir pazarlama stratejisi izleyebilir. Ancak, bu yeni markanın kendi yolunu bulmasına ve bağımsız bir kimlik oluşturmasına fırsat tanınabilir. Böylece, Apple TV+, kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarabilir ve Apple’ın güçlü ekosisteminin dışına çıkarak yeni bir başarıya ulaşabilir.
