Apple, beş yıl aradan sonra nihayet Apple TV+ uygulamasını Android platformuna getirerek Android kullanıcılarına özel bir deneyim sunmaya başladı. Ancak ilginç bir şekilde, Android için geliştirilen bu yeni uygulama, iPhone’daki Apple TV uygulamasında olmayan bir özelliğe sahip ve bu, iOS kullanıcılarını kıskandıracak cinsten. Android sürümünde, uygulama yalnızca Apple TV+ içeriklerini barındırıyor ve Apple’ın futbol yayın platformuyla birlikte, kullanıcılara sade ve anlaşılır bir deneyim sunuyor.
Apple TV+’ın Android uygulaması, iOS’tan daha mı iyi?
Bu yaklaşım, Apple TV+ deneyimini diğer büyük yayın platformlarının uygulamalarına benzer hale getiriyor. Örneğin, Netflix, Max veya Peacock gibi servislerin uygulamalarını açtığınızda, doğrudan platforma ait içeriklerle karşılaşırsınız ve hiçbir ek karmaşıklık olmadan izlemek istediğiniz içeriğe ulaşabilirsiniz. Ancak iPhone’daki Apple TV uygulaması bu kadar basit değil. iOS sürümünü açtığınızda yalnızca Apple TV+ içerikleriyle karşılaşmıyorsunuz; bunun yerine Disney+, Prime Video, Starz, AMC, Max, Hulu ve Apple’ın eski iTunes dijital video mağazası gibi farklı hizmetlerden gelen içerikler de gösteriliyor. Kullanıcılar, Apple TV+’ın sunduğu içerikleri ayırt etmek için özel bir sekmeye geçmek zorunda kalıyor ve bu durum birçok yeni kullanıcı için kafa karışıklığı yaratıyor.
Özellikle Apple ekosistemine yeni katılanlar, Apple TV uygulamasını açtıklarında karşılarına çıkan içeriklerin hepsinin Apple TV+ aboneliğine dahil olduğunu sanabiliyor. Ancak bir içeriğe tıkladıklarında, bunun aslında Apple’ın dijital mağazasında ayrı bir satın alma gerektirdiğini veya ilgili yayıncı platformun uygulamasına yönlendirilerek abone olmalarının gerektiğini fark ediyorlar. Bu da kullanıcı deneyimini olumsuz etkiliyor ve Apple TV+’ın basit bir yayın platformu olarak algılanmasını zorlaştırıyor. Android kullanıcıları ise bu sorunlarla karşılaşmadan, doğrudan TV+ içeriklerine erişebiliyor.
Apple, yeni bir iPhone 16 rengi sunacak mı?
Bu durum, Apple’ın iPhone, iPad ve Apple TV 4K’daki Apple TV uygulamasının temel amacını sorgulamamıza neden oluyor. Apple’ın bu uygulamayı, yalnızca Apple TV+ içeriklerini sunan bir platform olarak değil, farklı yayın hizmetlerini bir araya getiren geniş bir içerik toplayıcısı olarak konumlandırdığı açık. Bu, kullanıcıların tek bir uygulamada birçok farklı platformdan içerikleri keşfetmesini sağlarken, Apple’ın da üçüncü taraf aboneliklerden pay almasını mümkün kılıyor. Ancak bunun bedeli, Apple TV+’ın basit ve kullanıcı dostu bir yayın servisi olarak algılanmasını zorlaştırması oluyor.
Bu sorunun çözümü oldukça basit: Apple, Android’de sunduğu gibi sadece Apple TV+ içeriklerine odaklanan ayrı bir uygulama geliştirebilir. Böyle bir hamle, hem kullanıcı deneyimini iyileştirir hem de Apple TV+’ı Netflix, Disney+ ve diğer büyük rakiplerine daha yakın bir konuma getirir. Ancak bunun gerçekleşmesi için Apple’ın öncelikle mevcut uygulamanın adlandırmasını ve konumlandırmasını netleştirmesi gerekebilir. Apple TV ve Apple TV+ isimlerinin birbirine karışması, kullanıcıların hangi uygulamanın ne işe yaradığını anlamasını zorlaştırıyor. Bu nedenle Apple, belki de TV+ için yeni bir marka oluşturmalı ve böylece daha sade bir deneyim sunmalı.
Şimdilik, iPhone kullanıcıları Apple TV+ içeriklerine erişirken bu kafa karışıklığını yaşamak zorunda kalırken, Android kullanıcıları daha basit ve anlaşılır bir arayüze sahip olmanın ayrıcalığını yaşıyor. Eğer Apple, kullanıcı geri bildirimlerini dikkate alırsa, ilerleyen dönemde iOS için de benzer bir uygulama sunabilir ve Apple TV+ deneyimini daha kullanıcı dostu bir hale getirebilir.
