Steve Jobs’ın ilk Macintosh’u tanıttığından bu yana 28 yıl geçtiğini biliyor muydunuz? 🙂 Macintosh ilk defa 24 Ocak 1984 yılında tanıtılmıştı. Şu anda bile kullandığımız bazı uygulamaların köklerinin ve fikirlerin o günlere dayanıyor olması, ve aradan geçen 28 yılda alınan yol gerçekten inanılmaz…
Mac’in 28 yılda ulaştığı son noktayı MacBook Air olarak tanımlamak pek yanlış olmaz sanırım. “Geleceğin MacBook’u” olarak tanımlanan MacBook Air, hafifliği, boyutları ve SSD sayesindeki hızı ile diğer dizüstü bilgisayarların, hatta Mac’lerin bile önünde diyebiliriz… 🙂
Yazıyı oldukça kısa tutup, sizi bundan 28 yıl önceye götürmek istiyorum: İlk Macintosh’un lansmanına.
Steve Jobs’ın gençliğine (o zaman sadece 29 yaşındaydı!) ve kişisel bilgisayarların şimdiye göre ne kadar ilkel, fakat Macintosh’un dönemine göre ne kadar ileride olduğuna inanmak gerçekten zor… 🙂
İlk Macintosh’un özellikleri ise şimdi düşündüğümüzde şaka gibi geliyor:
- İşlemci: Motorola 68000, 8 MHz
- ROM: 64 KB
- RAM: 128 KB
- Ekran: 9 inç
- Çözünürlük: 512 x 342 piksel, tek renkli (siyah & beyaz / monochrome)
- Sabit Disk: Yok, sadece disket sürücü 🙂
- Fiyatı: $2.495
httpv://www.youtube.com/watch?v=G0FtgZNOD44
Ve bir de Macintosh’un efsane reklamı olan “1984“ü de paylaşmadan geçemiyorum… Bu reklam televizyonlarda Super Bowl adı verilen, ABD’de en çok izlenen spor müsabakasının devre arasında (22 Ocak 1984’te) sadece 1 defa, tek bir defa yayınlanmıştı. George Orwell’in 1984 adlı romanına gönderme yapan reklamı ilginç bulacağınıza eminim… 🙂 Bu reklamla ilgili olarak detaylı bilgi almak isteyenler, ingilizce bir kaynak için Wikipedia sayfasına göz atabilirler.
httpv://www.youtube.com/watch?v=OYecfV3ubP8
Steve Wozniak’a da bir o kadar teşekkür etmek gerekir diye düşünüyorum 🙂
Katılıyorum. Sanırım yaratıcılık ve pazarlama Steve, uygulama ve geliştirme Wozniak..
Aslında Wozniak’tan daha çok Apple II’deki başarısı ile söz edebiliriz. Macintosh’ta ise Steve Jobs’ın etkisi ve ağırlığı çok daha fazla… Ancak elbette Apple II olmasa, Apple’ın o dönemde hayatta kalması zor olurdu.. 🙂