iPhone 16 ve iPhone 16 Pro’nun özellikleri hakkında çok şey yazılıp çizildi, biliyorum. Kamera Kontrolü, genişleyen ekranlar, gelişmiş Ultra Geniş açılı kamera veya daha uzun pil ömrü gibi yenilikleri tekrarlamama gerek yok. Elbette bunlar hakkında da konuşacağız, ancak ben iPhone 16 ve iPhone 16 Pro’ya daha çok akıllı telefon dünyasındaki yerlerine odaklanarak bakmak istiyorum. İddialı konuşuyorum: iOS 18 ve mevcut iPhone ailesi, Android’den geçiş yapmayı düşünenler için bugüne kadarki en çekici seçenek olabilir.
iPhone 16, Android kullanıcılarını kendine çekebilecek mi?
Yıllar önce bir kazanç görüşmesinde, Apple CEO’su Tim Cook, şirketin öncelikli hedeflerinden birinin Android kullanıcılarını iPhone’a çekmek olduğunu söylemişti. O günlerde Reddit’te dolaşırken, Android kullanıcılarının iPhone’a geçmeyi düşünmeden önce Apple’dan beklentilerini sıraladığı bir başlık dikkatimi çekmişti. En çok dile getirilen talepler arasında USB-C girişi, daha fazla kişiselleştirme ve widget seçeneği, daha büyük ekranlar, gelişmiş mesajlaşma ve farklı fiyat aralıklarında daha fazla seçenek bulunuyordu. Görünen o ki, Apple son yıllarda bu istekleri adım adım yerine getiriyor. Bu yılki iPhone 16 ve iOS 18 ile listedeki birkaç madde daha işaretlendi ve bu durum, yeni bir Android kullanıcısı dalgasını iPhone’a taşımaya yetebilir.
Geçen ayki incelememde de yazdığım gibi iOS 18, Apple’ın iPhone kullanıcıları için geliştirdiği en kişisel güncelleme. Simge renklendirme, uygulama ve widget adlarını gizleme, simgeleri ve widget’ları serbestçe yerleştirme gibi yeni Ana Ekran kişiselleştirme seçenekleri, farklı bölümleri, anıları ve daha fazlasını düzenleyebileceğiniz tamamen özelleştirilebilir yeni Fotoğraflar uygulaması, üçüncü taraf uygulama ve denetimlerle entegrasyon dahil, baştan aşağı yenilenen Kontrol Merkezi; tüm bu yenilikler, iOS 18’i her zamankinden daha kişisel ve özelleştirilebilir kılıyor. Başka hiçbir iPhone’a benzemeyen, tamamen size özel bir iPhone deneyimi yaratabilirsiniz. Dahası iOS 18’deki yenilikler, Apple’ın iPhone kişiselleştirmesini iyileştirmek için yıllardır yaptığı çalışmaların üzerine inşa edilmiş durumda. Bu çalışmalara iOS 14 ile hayatımıza giren widget’lar ve iOS 16 ile gelen özelleştirilebilir Kilit Ekranı da dahil.
iPhone satışları, tüm zamanların en yüksek seviyesinde!
Ancak Apple, sadece Android’de önceden var olan seçenekleri kopyalamakla yetinmemiş. Bu değişiklikler, varsayılan iPhone deneyiminden keyif alan ve özelleştirmelerle uğraşmak istemeyen kullanıcıları da göz önünde bulundurarak tasarlanmış. Benzer şekilde, isterseniz her zaman olduğu gibi iOS’un tanıdık sınırları içerisinde kalmayı da seçebilirsiniz. Kişiselleştirme dışında, iOS 18 ile birlikte RCS desteği de geliyor. iPhone’da RCS desteğinin olmaması, bazı Android kullanıcılarının iPhone’a geçmeyi düşünmemesinin en büyük nedenlerinden biriydi. Apple’ın nihayet RCS’yi benimseme gerekçesi ne olursa olsun, bu adımı atmış olmaları sevindirici. Yıllar önce mi yapmaları gerekirdi? Muhtemelen. Yine de önemli olan geç olsun, güç olmasın.
Fakat dürüst olmak gerekirse, iPhone’un hala bazı konularda, en azından bazı kullanıcıların gözünde, açıklık anlamında Android’in gerisinde kaldığını belirtmeliyim. Google yıllar içinde önlemler almış olsa da, Android hala yan yükleme ve alternatif kaynaklardan uygulama yükleme gibi konularda çok daha esnek. Android ayrıca, sistem genelinde daha güçlü tema seçenekleri ve varsayılan ayarları düzenleme konusunda daha fazla özgürlük sunuyor. Elbette Apple, bu gibi durumları iPhone’un güvenliği ve gizliliği açısından birer risk olarak görüyor ve çoğu zaman haklılar. Ancak bazı kullanıcılar için bu riskler göze alınabilir ve onlar için iPhone muhtemelen doğru tercih değil.
Bunlara ek olarak, Apple’ın son yıllarda Android’den iPhone’a geçiş sürecini önemli ölçüde kolaylaştırdığını da unutmamak gerek. Apple’ın “iOS’a Taşı” uygulaması, kişiler, mesaj geçmişi, kamera fotoğrafları ve videoları, fotoğraf albümleri, dosyalar ve klasörler, erişilebilirlik ayarları, ekran ayarları, web yer işaretleri, e-posta hesapları, WhatsApp mesajları ve medyası ve takvimler dahil olmak üzere, şaşırtıcı miktarda veriyi Android cihazınızdan iPhone’a aktarmanızı sağlıyor. Hatta bu yıl iOS 18 ile birlikte, aktarım işleminin eskisinden daha hızlı olduğunu ve artık sesli notların da aktarılabildiğini söylüyorlar. Wi-Fi üzerinden geçiş, çift SIM kart etiketleri ve daha pek çok alanda da iyileştirmeler yapılmış.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Apple ekosistemini cazip kılan iMessage, Apple Watch, Acil SOS ve Uydu üzerinden mesajlaşma, App Store’daki zengin üçüncü parti uygulama kitaplığı, AirPods ve sağlık özellikleri gibi daha birçok özellik de cabası. Hatta bu özelliklerden bazıları hayatınızı kurtarabilir bile.
Aslında vurgulamak istediğim nokta şu: Tüm bu gelişmeler, sadece iPhone kullanıcıları için değil, aynı zamanda daha geniş akıllı telefon ekosistemi için de olumlu. Değişikliklere baktığınızda, en azından bazılarının iPhone’un potansiyel kullanıcı kitlesini genişletmek için gösterilen bilinçli bir çabanın ürünü olduğunu düşünmemek elde değil.