ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Birleşik Krallık’ın Apple’dan iCloud’a küresel çapta bir güvenlik arka kapısı eklemesini gizlice talep ederek iki ülke arasındaki anlaşmayı ihlal etmiş olabileceğini öne sürdü. Ortaya çıkan bir mektuba göre, Trump yönetimi bu talebin ABD-Birleşik Krallık arasında yapılan gizlilik ve gözetim anlaşmasını ihlal edip etmediğini araştırıyor. Gabbard, Senatör Ron Wyden ve Temsilci Andy Biggs’e yazdığı yanıtta, İngiltere’nin bu gizli talebinden haberdar edilmediğini belirtti ancak böyle bir talebin anlaşmayı ihlal edebileceğini ifade etti.
ABD yönetimi, İngiltere’nin iCloud kararını eleştiriyor
Basında çıkan haberlere göre, Birleşik Krallık hükümeti Apple’a, yalnızca belirli bir iPhone’un yerel verilerini değil, tüm şifreli müşteri verilerine erişim sağlayacak bir güvenlik arka kapısı oluşturmasını istedi. Üstelik Apple’ın bu talep doğrultusunda bir sistem geliştirmesi durumunda, bunu kamuoyuna açıklaması da engellenmiş olacaktı. Apple ise kullanıcı verilerinin küresel çapta tehlikeye atılmasını önlemek için bu talebe boyun eğmek yerine, Birleşik Krallık’taki müşterileri için iCloud yedeklemelerinde uçtan uca şifreleme seçeneğini kaldırdığını duyurdu.
Gabbard, mektubunda böyle bir güvenlik açığının Amerikalıların mahremiyet ve sivil özgürlüklerinin açık bir ihlali olacağını ve FBI’ın zaman zaman benzer bir erişim talep etmesine rağmen bu tür bir uygulamanın büyük riskler barındırdığını vurguladı. İngiltere İçişleri Bakanı’nın Apple’a, iCloud şifrelemesine bir arka kapı eklemesi yönünde gizli bir emir verdiğine dair basında çıkan haberlerden haberdar olduğunu belirten Gabbard, böyle bir talebin ABD vatandaşlarının kişisel verilerine erişim sağlamak adına ciddi bir güvenlik açığı yaratacağını ve düşmanca aktörler tarafından istismar edilebileceğini ifade etti.
Apple, Home tuşunu tamamen kaldırdı!
Bu gelişmeler üzerine, CIA, DIA, DHS, FBI ve NSA ile temasa geçtiğini belirten Gabbard, Birleşik Krallık’ın talebinin ne tür riskler taşıdığını analiz etmek üzere bir çapraz ajans değerlendirmesi başlatıldığını açıkladı. Ayrıca, Birleşik Krallık’ın 2016 tarihli “Snoopers’ Charter” olarak da bilinen Soruşturma Yetkileri Yasası’nın, Apple veya herhangi bir şirketin hükümet tarafından verilen bu tür emirleri kamuoyuyla paylaşmasını engelleyen bir “gizlilik emri” içerebileceğini belirtti. Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün Sivil Özgürlükler, Gizlilik ve Şeffaflık Ofisi ile Ortaklık Etkileşimi Ofisi’nin bu konunun hukuki ve güvenlik açısından doğurabileceği sonuçları araştırmakla görevlendirildiğini ifade etti.
Özellikle ABD ve Birleşik Krallık arasındaki CLOUD Act anlaşmasına dikkat çeken Gabbard, İngiltere’nin bu taleplerinin söz konusu anlaşmayı ihlal etmiş olabileceğini belirtti. Hukuk ekibinin bu konuda bir değerlendirme yaptığını belirten Gabbard, anlaşmanın herhangi bir hükümetin, kendi sınırları dışındaki vatandaşların verilerine doğrudan erişim talep etmesini engellediğini hatırlattı. ABD’nin de aynı şekilde, İngiltere’deki kişilerin verilerini talep edemeyeceğini belirten Gabbard, hükümetlerin özel şirketlerle bilgi paylaşımı yaparken ABD yasalarına ve Amerikan vatandaşlarının anayasal haklarına saygı göstermesi gerektiğini vurguladı.
Bundan sonra ne olacağı ise Apple’ın Birleşik Krallık’taki müşterileri için Gelişmiş Veri Koruma (Advanced Data Protection) özelliğini geri getirip getirmeyeceği ile netleşebilir. Eğer Apple bu özelliği tekrar sunmazsa, bu mahremiyet krizi basın raporlarında tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Ancak şu an için en dikkat çekici olan nokta, Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün Apple’ın güvenlik arka kapılarına karşı savunduğu pozisyonu benimsiyor olması. Apple’ın gelecekte başka bir hükümetin benzer taleplerine karşı çıkarken, bu argümanları bir kez daha öne sürmesi olası görünüyor.
